Uncategorized

Yenidoğan Çetesi davasında ikinci duruşma | Fırat Sarı: Mahkeme salonunda çocuk katili görmüyorum

Haksız kazanç elde etmek amacıyla çocukların ölümüne sebep olmakla suçlanan Yenidoğan Çetesi’nin davası kaldığı yerden devam ediyor. 47 sanığın yargılandığı davanın ikinci duruşması bugün sona erdi. Gazeteci Melike Şahin son gelişmeleri duruşma salonundan aktardı. Bugünkü duruşmada sanıklar, hakimin reddini talep etti. Talep 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde değerlendirilecek. Savcı ayrıca sanıkların tutukluluk halinin devamını talep etti. Organize suç örgütü lideri olduğu iddia edilen Fırat Sarı, savunmasında şunları söyledi: “Ben bu mahkeme salonunda çocuk katili görmüyorum, dolandırıcı görmüyorum.” dedi. Mahkeme sanık avukatlarının tamamını dinlemedi. Sanık avukatlarının tutukluluğa ilişkin başvurularının görülmesine yarın saat 10.00’dan itibaren devam edilecek.

47 sanığın acil servisteki yenidoğanları daha önce anlaşmalı oldukları özel hastanelerin yenidoğan bölümlerine naklederek ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç elde ettikleri iddia edilen davanın ikinci duruşması İstanbul’da görülecek. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki mahkeme konferans salonunda bugün görülen duruşmada, sanık avukatlarının tutukluluğa ilişkin talepleri bugün dinlendi.
Duruşma, mahkeme başkanının dosyadaki belgeleri okumasıyla başladı. Daha sonra tutuklu sanık İlker Gönen’in avukatı kürsüye çıkarak, savcı Yavuz Engin’in sosyal medya hesabından savcı Kadir Kocakaya ile fotoğrafını paylaşarak savcının dosyadan çıkarılmasını istediğini belirtti. Ancak Savcı, Savcı Yavuz Engin’in meslektaşı olduğunu belirterek, “Tabii ki görüşebiliriz. Öncesi ve sonrası görüşebiliriz. Savcının görevden uzaklaştırılması gibi bir hüküm yok. Eğer öyle olduğunu düşünüyorsanız” dedi. Görevimi yerine getirmediysen HSK’ya başvurabilirsin.” dedi.
Ali Dirik’in avukatı, “Bu aceleyi anlayamıyoruz. Adil yargılanma hakkımızı kullanamıyoruz. Tanıkların dinlenmesini istemiyoruz. Duruşmanın ertelenmesini istiyoruz.” dedi. Sanık avukatları hakimden görevin iptalini istedi. Mahkeme heyeti, talepleri değerlendirmek üzere duruşmaya ara verdi. Hakimin reddi talebi reddedildi. Sanık avukatları, hakimin reddi talebinin reddine itiraz edeceklerini, karar verilene kadar duruşmanın devam edemeyeceğini söyledi. Duruşma daha sonra ikinci kez ertelendi. Jüri heyeti muhalefeti onayladı. İtiraz bir üst mahkemeye iletilecek. 23’üncü Ağır Ceza Mahkemesi ise ret talebini değerlendirecek. Cumhuriyet savcısı sanıkların tutukluluk halinin devamını talep etti.
Fırat Sarı savunmasında, “Ben bu mahkeme salonunda çocuk katili, dolandırıcı görmüyorum. Bir örgütün yöneticisi olmakla suçlanıyorum ama bu kişilerin hiçbiri beni örgüt yöneticisi olarak görmüyor” dedi. dedi. Medyaya gerçek dışı haberler sunulduğunu belirten Sarı, şöyle devam etti: “Sunulanlar haber değil, delillere dayanıyordu. Avukatların itirazlarına rağmen bu habere ücretsiz duruşma hakkı tanınmadı. Şu anda herkes söylediği her şeyi söyleyebilir mi? Vahşet, cinayet, hepsi söylendi.” “Bu baskı altında nasıl adil bir şekilde yargılanabilirim?” “SAĞLIK BAKANLIĞI YAPTIĞIM ÇALIŞMALARDAN HABERDARDI” İstanbul İl Sağlık Müdürü’nün Sağlık Bakanı olduğunu hatırlatan Fırat Sarı, yaptığı çalışmalardan Sağlık Bakanlığı’nın haberdar olduğunu söyledi. Sarı, şunları söyledi: “Ne oldu bu insanlara. Sosyal olarak perişan olduk. Ne annemin ne oğlumun yüzüne bakamıyorum. Sağlık Bakanlığı yaptığım işten haberdardı. Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Bu sefer beni tebrik etti.” diyerek “TÜM HASTANELERDE AYNI DÖNEMDE BEBEK ÖLÜM ORANLARI AÇIKLANMALIDIR” diye savundu. Avukatlarının baskı nedeniyle ayrıldığını, avukatının da bulunmadığını söyleyen Sarı, şöyle konuştu: “Kariyerim boyunca 15-20 bin yenidoğan hastasını yoğun bakımda tedavi ettim. Ölüm oranım Türkiye ortalamasının çok altında. Bu dava devam ederse Sağlık Bakanlığı da suçludur, gelip tüm hastanelerde aynı dönemde meydana gelen 3 bebek ölümü vakasının duyurulması gerekir.” dedi. Fırat Sarı ise yanlış bir şey yaptığını düşünmediğini söyledi. İlker Gönen, savunmasında, İstanbul’daki her hastanenin danışmanlık hizmeti aldığını belirterek, örgütün suçlamalarını reddetti.
112 sevk zincirini aşıp çocukları yoğun bakıma göndermek, SGK’dan daha fazla para almak için kalış sürelerini uzatmak, ihmalle ölümlerine sebep olmak, hastanede kullanılması gereken ilaçları satmak… Yenidoğan Çetesi’nde tüyler ürperten iddialar var 47 sanığın yargılandığı davada Dava 18 Kasım’da görülmeye başlandı. İlerleyen haftalarda tüm sanıklar ve avukatlar savunmalarını tamamladı. Sanıkların çoğu bebek ölümüyle ilgili suçlamaları reddetti. Bazen birbirlerini suçluyorlar. Duruşmalarda ses kayıtları ve şüphelilerin ifadeleri de ön plana çıktı. Yoğun bakımda görevli doktorun bulunmadığı, işin hemşirelere bırakıldığı, sahte epikriz raporları yazıldığı belirlendi.
Çetenin elebaşı olmakla suçlanan Dr. Fırat Sarı, ilk duruşmada şunları söyledi: “Bu sistemi kuran ben değilim, gelip yapın dediler.” dedi. Çocukları 112 sevk zinciri dışındaki hastanelere yönlendiren ve doktorlardan yoğun bakım sayısı hakkında bilgi alan Gıyasettin ambulans şoförü Mert Özdemir, sevk sürelerini kısalttığını söyledi. Bu süreçte İstanbul’da 9, Tekirdağ Çorlu’da ise 1 hastanenin ruhsatları iptal edildi. Sağlık kurumlarına yönetici atamaları yapıldı.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 1399 sayfalık iddianamede, sanık doktor İlker Gönen ile 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir’in, sanık doktor Fırat Sarı’nın başını çektiği suç örgütünün elebaşı oldukları belirtildi.
İddianamede, suç örgütünün asıl amacının, devraldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 adresleme sistemini ortadan kaldırarak doluluklarını sağlamak, hasta sayısını manipüle etmek ve SGK’nın azami sınırına kadar ödeme almak olduğu belirtildi. Kurumu (SGK). İddianamede, sanıkların hasta çocukların durumlarını olduğundan daha ciddi olarak nitelendirdikleri, gereğinden fazla hastanede kalmalarını sağladıkları ve bu sayede SGK tarafından yüksek ücretler tahsil edildiği ve yakınlarından daha fazla para alındığı belirtiliyor. bazı hastalar.
İddianamede, yeni doğan hastaların yeterli sağlık hizmeti verecek hastanelere yönlendirilmek yerine, şüphelilerin seçtiği, örgüt açısından karlı görünen hastanelere kabul edildiği ve kârın büyük kısmının sanıklarla paylaşıldığı belirtildi. örgüt üyeleri ve sağlık çalışanları. İddianamede asıl amacın çocukların sağlığını iyileştirmekten çok, maksimum maddi kazanç elde etmek olduğu belirtiliyor.
İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen’e “kasten taksirle adam öldürme”, “nitelikli dolandırıcılık” ve “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” suçlarından 10’ar kez olmak üzere toplam 177 hapis cezası verildi. . “10 yenidoğanın ölümü” suçundan, 11 kez de “resmi belgelerde sahtecilik” suçundan. Beklenen ceza ise 6 aydan 582 yıl 9 aya kadar.
Sanık Gıyasettin Mert Özdemir, “Taksirle kasten öldürme”, “Kişisel verileri kanuna aykırı olarak elde etme”, “Kamu kurum ve kuruluşlarına karşı dolandırıcılık”, “Suç işlemeye yönelik örgüt kurma” suçlarından 589 yıl hapis cezasına çarptırıldı. ” ve “resmi belgelerde tahrifat”. Cezası 9 aya kadar hapistir. Ayrıca benzer suçlardan 8’i kadın 44 sanığa da hapis cezası verildi. İddia makamı, “dolandırıcılık” suçunu işleyerek maddi menfaat elde edilen sorumlu hastane ve şirketlere karşı tüzel kişiler hakkında özel güvenlik önlemleri alınmasını, bunların kapatılmasını ve mal varlıklarına el konulmasını talep ediyor.
Soruşturma kapsamında İstanbul ve Tekirdağ Çorlu’daki bazı hastanelerin ruhsatları iptal edilirken, bu hastanelerde yenidoğan ve tedavi gören hastalar ambulanslarla devlet hastanelerine nakledildi. Ayrıca Büyükçekmece Asliye Ceza Mahkemesi’nin kararıyla Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) 13 hastane ve 3 şirkete kayyım atandı. ‘Yenidoğan Çetesi’ hakkında başlatılan yeni soruşturma kapsamında 11 şüpheli tutuklandı, 3’ü adli kontrole tabi tutuldu, 1’i ise savcılık tarafından serbest bırakıldı. Söz konusu soruşturma devam ediyor.
Adli heyetin ilk duruşmadaki kararı doğrultusunda tutuksuz yargılanan sanıklar arasında TRG Hastane Hastanesi doktorlarından Mehmet Gürül, TRG Hastane Hastanesi idari müdürü Murat Mantuş, doktor Şeyhmus Çelik, ve Esenler Güney Hastanesi müdürü doktor Ali Dirik tutuklandı. Ayrıca Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Organize Suç ve Terör Suçları Soruşturma Bürosu’nun “Yenidoğan çetesi”ne ilişkin hazırladığı yeni raporda, sanıklar Hilda Keykubad, Dursun Eryılmaz, Seher Çuhadar ve Şeyhmus Çelik’e, “Yenidoğan çetesi” suçundan 15’er yıl hapis cezası verildi. “İhmalkar davranışla kasıtlı cinayet”. Bir yıla kadar hapis cezası var. Sanık Mustafa Kemal Zengin’in “suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etmek” suçundan 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Notta, çeşitli suçlardan soruşturulan diğer 13 kişi için de çeşitli derecelerde hapis cezaları talep ediliyor.
Öte yandan makamındaki “bebek çetesi” soruşturmasını yürüten Büyükçekmece Savcısı YE’ye ölüm tehdidinde bulunanlar da tutuklandı, haklarındaki soruşturma sürüyor. Sahte paylaşımlarla ilgili yürütülen soruşturmada 5 kişi hakkında “Yenidoğan Çetesini çökerten savcının açığa alındığı” iddiasıyla dava açıldı.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu